cindrellaundertheumbrella@hotmail.com

29 Haziran 2011 Çarşamba

On the way to island!

Dün sevgiliyle öğleden sonra Büyükada'ya gitmeye karar verdik. Keyif yaparız diye gittiğimiz Ada'da farkında olmadan tüm adanın etrafını dolaşan yola girmemizle 2 saat yürüdük. İlk başlarda keyifli gelen yürüyüş sonrasında ne zaman bitiyor bu yol sitemlerine dönüştü haliyle:)

Neyse bu vesileyle dönüş yolunda size yeni Cambridge Satchel'imi gösterme fırsatı buldum. Kendisi aslında doğum günü hediyem olmasına rağmen biraz rötarlı geldi. Ben kargosu uzun sürer diye düşünürken 4 günde geldi. Ve Fedex'le online olarak nerede olduğunu kontrol edebildiğiniz için içiniz rahat geliyor:) El yapımı olduğu için 3 haftadan fazla sürdü. Peki memnun kaldım mı diye sorarsanız evet pazar günü geldi ve o günden beri takıyorum:) Bir de florasan pembesi geldi ki o da başka bir postun konusu olsun artık:) http://www.cambridgesatchel.co.uk/ .

Yesterday bf and i decided to go to the Prince Islands. They are very close to Istanbul just 45 minutes away. It was a lovely, peaceful afternoon. On our way to back, i had a chance to show you my new Cambridge Satchel:) It is supposed to be my birthday gift, more than a month later it arrived finally:) It is hand made and real leather! I actually think anything can be happened during the shipping but it was delivered within 4 days and i tracked the shipping online from Fedex. I'm in love with my new satchel, so lovely, such a great bag! And i have the flourescent pink one also, it is going to be on another post:) Check the website http://www.cambridgesatchel.co.uk/








Çanta / Bag: Cambridge Satchel
Bluz / Top: Dorothy Perkins
Etek / Skirt: River Island (Kadıköy'den)
Yüzükler / Rings : H&M, C&A

26 Haziran 2011 Pazar

This Weekend...

Bu cuma yazlığa gitme kararı almışken ani bir değişiklikle babaanneyle dedeyi ziyaret etmeye karar verip rotamızı Çınarcık'a çevirdik. Çınarcık'ın denizinden çok bahçelerini, dağlarını seviyorum ben. Daha huzurlu daha mutlu ediyor beni uzun yürüyüşler...

This weekend i visited my grandparents at Çınarcık. It is very close to Istanbul and very popular as a holiday place. But instead of sunbathing, swimming i prefer walking through the gardens, mountains... It is a very peaceful area. While we were coming back, we visited the walking mansion! I know it seems funny but it is true:) Atatürk, the founder of Turkey, 80 years ago made the mansion moved 4 meters away beacuse the tree near the house was growing and it must be cut. Instead of cutting the branches, the mansion was moved, this is why it is called walking mansion. Yes he was the biggest environmentalist!




XOXO dergisi artık her sayısını merakla beklediğim bir alışkanlığa dönüştü. Her yazısını, her röportajını keyifle okuyorum. Tatilde de yanımdan ayırmadım. Dergiyi ücretsiz olarak kafe, restoran ve çeşitli yerlerden edinebilirsiniz.


Kismet bilekliğim artık hep kolumda, bana kismetler getirsin:)



Harem pantolonların rahatlığı hiç bir şey de yok, eskilerin bir bildiği varmış:)


Dönüşte Yalova'daki hep tabelasını görüp başka bir sefer gideriz diye erteledeğimiz Yürüyen Köşk'e gittik. Atatürk 1929 yılında bu köşkün yapılmasını istemiş ve 22 günde köşk tamamlanmış. Ardından yanı başındaki çınar ağacının dalları uzayıp köşke ulaşınca dalların kesilmesi gündeme gelmiş. Atatürk dalların kesilmesine razı gelmeyip köşkün kaydırılmasını istemiş ve köşk 4m 80cm yürütülmüş. Bu yüzden adı yürüyen köşk olarak kalmış. Olur da yolunuz Yalova'ya düşerse gidin uğrayın, kesilen yakılan ormanlara inat bir ağaç için neler yapılabildiğini görün.

Köşkün içini gezmek de mümkün, oldukça yalın döşenmiş bir dinlenme köşkü...


Sanırım en çok da sonsuza uzanıyor gibi gözüken iskelesini sevdim...

22 Haziran 2011 Çarşamba

Who is Bianca?

Birkaç yıl önce Victoria's Secret defilesinden önce modellerle çekilen eğlenceli bir videoda herkes birbirine Who is Victoria? diye soruyordu. Victoria'nın kim olduğu hala sır gibi saklanırken şimdi sırada çözmemiz gereken başka bir sır var:) Ben de bu sezon birçok tasarıma Bianca ismini veren tasarımcılara soruyorum Who is Bianca? Kurt Geiger, Marc Jacobs, Christian Louboutin, Erdem'in tasarımlarına bakınca çok stylish bir bayan olduğunu söyleyebilirim:) Benim Bianca denilince ilk aklıma gelen ise Beverly Hills çizgi filminde siyah upuzun saçlarıyla aklıma kazınan Bianca karakteri:) Size sorsam kim bu Bianca diye ne geliyor aklınıza?

Before one of the Victoria's Secret shows, at backstage models were asking each other Who is Victoria? We still don't know who is Victoria but now there is another secret to be revealed. Who is Bianca? This season designs are dubbed ''Bianca''. Kurt Geiger, Marc Jacobs, Christian Louboutin, Erdem... etc. Aside from apparently being a stylish lady, we haven’t got a clue who this mysterious Bianca is… Do you??




20 Haziran 2011 Pazartesi

I would like to see...

Türk erkeklerinin giyim tarzlarını sorsam ne cevap verirsiniz? Tekdüze, sıkıcı, renksiz...? Bir de sıralanan bahaneler vardır kadınlar için daha çok alternatif var, erkekler için seçenekler kısıtlı falan filan! Türk erkeği için kıyafet demek sadece üzerine geçirip çıkmak demek. Lafım büyük bir çoğunluk için tabi ki, zevkli giyinen, stil sahibi olan erkekleri bu genellemeden uzak tutuyorum. Genel olarak baktığımda Türk erkeği renklerden, desenlerden olabildiğince uzak, aksesuar konusunda oldukça tutucu ve gelenekselin dışına çıkmayan bir tarz benimsemiş. Bu yüzden moda haftalarında görmeye alışkın olduğumuz o kareler Türk erkeği için çok uzak olsa da ben bakarken oldukça keyif alıyorum . Fotoğraflar geçtiğimiz haftalarda gerçekleşen Pitti Uomo ve devam etmekte olan Milan erkek moda haftasına ait. Bizim sokaklarımızda da böyle manzaralar göreceğimiz günleri merakla bekliyorum. Giyinmek eğlencelidir, ah biraz da risk alınca...

If you ask how do you describe Turkish men's style, i can say that same, boring, without colors and classical. They don't take risk and usually they can even think about it! I always jeaolus when i am looking at other countries fashion week styles! The photos are belong to Pitti Uomo and Milan men fashion week. I would like to see such nice styles in our streets!!! Dressing is fun, it is funnier if you take risk!









source: streetfsn.com

18 Haziran 2011 Cumartesi

Chloé Resort 2012

Resort koleksiyonları bana hep anlamsız gelmiştir, moda evlerinin iki sezon arası ortaya bir şeyler koyalım da para kazanalım diye baktıkları, sosyetenin ise sonbahar ikliminden kaçıp Monaco'da Nice'de havalı tatillerinde daha şık, daha burjuva gözükmeleri için yapılmış koleksiyonlar gibi gelirdi... Şimdi tüm sözlerimi geri alıyorum çünkü Chloe'nin resort koleksiyonuna tam anlamıyla vuruldum! Hannah MacGibbon'ın boş alan koltuğunu dolduran Clare Waight Keller'in hünerlerini göstermesi ekim ayına ertelenince Chloe tasarım ekibi kolları sıvamış ve Hannah'dan kalanlarla harika bir koleksiyon çıkarmış! Uçuşan elbiseler, geniş paça pantolonlar, multi tokalı sandaletler... Ahh evet tüm koleksiyonu bavullara sığdırıp Saint Tropez'de olmak için neleri vermezdim...

I always think that resort collections are pointless! Designers try to make money between the seasons and the high society wants to buy to seem cool and bourjois in Nice, Monaco.. etc. But i totally changed my mind after seeing Chloe's resort collection! I'm speechlees...The whole collection seems so perfect! With Hannah MacGibbon out and Clare Waight Keller's runway debut slated for this October, Chloé's Resort collection was put together by the design team. So this was a season less about floating new ideas and more about reworking house classics. I wish i could buy all the clothes and have fun in Saint Tropez! 










17 Haziran 2011 Cuma

Foods & Accessories

Yiyeceklerle aksesuarlar arasında benzerlik olduğunu düşündünüz mü hiç? İkisini de canımız çeker, ikisi de hayatımıza renk katar, yeni tatlar getirir. Aksesuarlar baharatlara da benzer, kıyafetimize aroma katarlar ama fazlası göz yorar, tadını bozar. Ya da tatlılara benzetebiliriz; fazlası bayar, kilo yapar... İşte ben de bu benzerliklerden yola çıkarak bu sezon aldığım birkaç aksesuarı sevdiğim yiyeceklerle birleştirdim:)

Have you ever thought that there is relation between accesories and foods? We want them both, and they make our lives colorful and bring new flavours. Or like spices and desserts! I want to show my favorite accessories i bought this season!





16 Haziran 2011 Perşembe

Mimosa!

Chanel aylar önce mimoza sarısı ojeyi, baharın habercisi mimoza çiçekleri açtığında piyasaya çıkardığında bizi epey şaşırtsa da çiçeğinden midir bilinmez Mimoza rengini sevmeye başladık. Mimoza rengi için ise hardal sarısı ve güneş ışığının karışımı tanımı kullanılmış. Evet düşününce tam da o renk aslında:) Neon sarı benden uzak, mimoza sarısı üzerimde olsun...


Chanel’s summer 2011 color “Mimosa,” a mustard-meets-sunshine yellow, which debuted months ago. Now take a look at the latest wears from our go-to fashion haunts…. 
Mimosa


15 Haziran 2011 Çarşamba

Prom Night!

Geçen hafta perşembe akşamı mezuniyet balom vardı. Elbisemi size öncesinde göstermiştim, şimdi ise geceden fotoğrafları paylaşmak istedim:)

Aksesuar tercihimi clutch için Accessorize, küpeler için ise Forever New'den yana kullandım. Ayakkabılarımı ise balo gününün sabahında Derimod'dan aldım. Evet son güne bıraktım:)  Elbisenin etekleri çok uzun olduğu için platform topuklu bir ayakkabı tercih ettim. Beklediğimden çok daha rahatlardı:) Güzel bir gece geçirmek için rahat ayakkabı şart!

Last week on Thursday it was my prom night:) I want to share my dress, accessories, shoes, makeup, hair everything i mean:) It was a lovely night! I really like my dress, it is from Spazio, a Turkish brand. I hope you like it as much as i do! 


Balo, Tarabya'daki Fransız Bahçeleri'ndeydi. İsminden de anlaşıldığı gibi ağaçlar içerisinde çok güzel bir bahçeydi. Fransız Konsolosluğu'na aitmiş. Davetler, düğünler için kullanılabiliyormuş. Düğün için mekan bakanlar varsa şiddetle tavsiye edebilirim, ben çok beğendim.

Elbisemi daha önce Spazio çekiminde görmüştünüz. O akşam ise üzerimde böyle görünüyordu... Elbisenin rengi, modeli, duruşu her şey tam da istediğim gibiydi. Niçin renkli bir elbise tercih etmedin diye sorarsanız siyah, beyazın asaleti başka hiç bir renkte yok:) Teşekkürler Spazio!


Saçlarımı örgü taç yaptırmayı düşünsem de sonrasında tek tarafta maşa ile toplatmak istedim. Kuaför için adresim Göztepe'deki Ferhat Tuhan oldu. Makyajımı ise abartıdan uzak olmak için kendim yaptım.





Hatıra fotoğrafı çektirmeyi ihmal etmedik tabi ki:)

Gecenin ilerleyen saatlerinde ortam baya renklendi:)



Bunu söyleyeceğim hiç aklıma gelmezdi ama sanırım okulumu özleyeceğim:) Henüz kendimi mezun hissedemiyorum çünkü sırada kep töreni var:) Diploma özel postu da geldikten sonra anlayın ki Cindrella artık mezun:)) 

Twitter Updates