Yanımıza aldığımız kocaman haritayla uzun bir yürüme mesafesinden sonra varmak istediğimiz noktaya ulaşıyoruz. Eğer Roma'ya gidicek olursanız bence sokak sokak gösteren büyükçe bir harita almanız yararınıza olur hatta bizimkinin üstünde otobüslerin rotalarını da gösteriyordu çok işimize yaradı diyebilirim.
Şehrin ortasından Tevere nehri geçiyor ve nehrin üzerinde bolca köprüler mevcut. Kimisi trafiğe kapalı. Şehre ilk bakışımızı Ponte Sisto'dan gerçekleştiriyoruz. Sonra doğruca odamıza.
Trastevere, Roma'nın pek de turistik olmayan ve Romalıların Trastevereli olmakla gurur duydukları bir yermiş. Biz çok seviyoruz. Kendine has çok şirin bir kasaba tadında. Kaldığımız yerin altında bir pizza fırını vardı kokularıyla doyduk:) Odanın camından dar Trastevere sokaklarından biri...
Kaldığımız yere otel demek pek de doğru olmaz aslında. 2 odalı bir Bed&Breakfast demek daha doğru olabilir. Çok şirin döşenmiş ve içerisinde bilgisayardan, play stationa kadar herşey düşünülmüş. İçindeki küçük mutfağı da bizim için doldurulmuştu. Odamızın güzelliğiyle keyfimiz yerine geliyor.
Haritayı yatağın üzerine serip bir rota oluşturuyoruz. Sonra hazırlanıp sokağa çıkma vakti ama hava koşullarının bu denli sıcak olmasını beklemiyorduk. Zira diz üstü çizmelerimle soğuğa hazırdım ama sıcağa hayır:)
Banyomuzun ışıkları açıldığında soft müzik çalmaya başlıyordu:) Evet herşeyi düşünmüşler...
İlk durak Vittorio Emanuele II anıtı. 1870'de İtalya'nın birleşmesi şerefine yapılmış. İtalyanlar bu anıtı pek sevmezmiş, Düğün pastası gibi diyorlarmış. Haksız da sayılmazlar hani.
Anıtın tepesinden Roma'ya şöyle bir göz gezdiriyoruz.
Biz yorgunlukla gözlerimizi kapatırken sabah kepenkli yerlerin aslında birer bar, cafe ve restauranta dönüştüğünü en acı şekilde öğreniyoruz. Gece yarısına doğru müzik sesi odamızı olduruyor. Sokaktaki 3-5 kişi 100 kişi oluyor. Bir nevi Asmalımescite dönüşüyor şirin mahallemiz. Ama bize o kadar da şirin gelmiyor artık:) Çünkü uyumak istiyoruz ve uyuyamıyoruz huysuz ihtiyarlar gibi mızmızlanıyoruz:) Evet tüm gün o kadar gezmemiş olsak muhtemelen biz de sokakta eğleniyor olurduk.
Roma'nın en bilindik figürü Colosseum'da sıra. Bir insan seli de burada ve kuyruk beklemeye hiç niyetimiz yok. İçine girmeyerek çok şey mi kaçırdım bilmiyorum. Girenler varsa söylesin lütfen:)
Anıtın tam karşısındaki yoldan devam edince Fontana di Trevi'ye ulaşıyoruz, namı diğer Aşk çeşmesi:) Çeşmeyi ilk başta göremiyoruz bile turistlerle çevrilmiş. Yeterince azimli olursanız eğer siz de çeşmeye para atıp fotoğraf çektirebilirsiniz:) Benim ki tam bir azim örneği:P
Aşk çeşmesini geçip Trinita dei Monti'ye doğru ilerliyoruz. Katerina burada bize katılıyor. Arkada gördüğünüz ( ya da kalabalık yüzünden göremediğiniz:) meşhur ispanyol merdivenleri.
Merdivenlerden çıkıp şehre bir de buradan bakmayı ihmal etmiyoruz. Merdivenlerin en tepesinde bulunan Trinita dei monti kilisesi...
İspanyol merdivenlerini arkamızda bırakıp Piazza del Popolo'daki bir cafede soluklanıyoruz. Ve sanırım şimdiye kadar yediğim en güzel dondurmayı tadıyorum burada. İtalya'ya gidipte Gelato yemeden dönmek olmaz ama fiyatlar çok değişken. Bir topuna 5 euro diyen de duyduk:) Sonra tekrar İspanyol merdivenlerinin olduğu meydana dönüyoruz bu sefer amaç alışveriş. Ünlü markaların mağazaları yine bu cadde üzerinde sıralanmış. Mümkünse yanınıza kredi kartı almayın ya da sizi mantıklı düşünmeye yönlendiricek arkadaşlarla gidin aksi takdirde eliniz dolu ama cebiniz boş ayrılabilirsiniz:)
Hava kararmaya başlıyor bize de yorgunluk çöküyor. Geldiğimiz gibi dönüyoruz, ayaklarımız artık bizi taşımıyor. Emanuele anıtına bir de gece bakıyoruz. Roma trafiğiyle karşılaşıp mutlu oluyoruz. Evet her metropolde trafik var yaşasın:)
Biz yorgunlukla gözlerimizi kapatırken sabah kepenkli yerlerin aslında birer bar, cafe ve restauranta dönüştüğünü en acı şekilde öğreniyoruz. Gece yarısına doğru müzik sesi odamızı olduruyor. Sokaktaki 3-5 kişi 100 kişi oluyor. Bir nevi Asmalımescite dönüşüyor şirin mahallemiz. Ama bize o kadar da şirin gelmiyor artık:) Çünkü uyumak istiyoruz ve uyuyamıyoruz huysuz ihtiyarlar gibi mızmızlanıyoruz:) Evet tüm gün o kadar gezmemiş olsak muhtemelen biz de sokakta eğleniyor olurduk.
Gece 3e doğru herkes evine dağılıyor, biz de rahat bir uyku çekiyoruz ve Roma'daki son günümüze uyanıyoruz. Sokaklarda smartlar ve miniler...
Bu sefer Emanuele anıtının hemen arkasında Michelangelo'nun 1534'te tasarladığı meydana gidiyoruz, Il Campidoglio.
Sanırım günlerden Cumartesi olduğu için her yerde gelinler var. Bir ara oturup gelini, misafirleri bile inceliyoruz, İtalyan düğünü nasıl olur fikir edinmeye çalışıyoruz:)
Campidoglio'nun hemen yanından devam edince bizi antik kalıntıların olduğu Forum'a götürüyor yol. Kalıntı diyince bizim aklımıza 3-5 eser geliyor ama gidince anlıyoruz ki tüm şehir olduğu gibi duruyor:)
Roma'nın en bilindik figürü Colosseum'da sıra. Bir insan seli de burada ve kuyruk beklemeye hiç niyetimiz yok. İçine girmeyerek çok şey mi kaçırdım bilmiyorum. Girenler varsa söylesin lütfen:)
Ve Colosseum'dan çıkıp Vatikan'a gitmek üzere bir otobüse atlıyoruz. Hava da iyiden iyiye bozmaya başlıyor ve her gün yanımızda şemsiye taşıyan biz o gün almıyoruz, ne kadar şanslıyız:) Upuzun bir yolun başında San Pietro kilisesi karşılıyor önce. Yürüdükçe daha da görkemli hale geliyor. Tüm meydanı dolaşan kuyruğun şaşkınlığını atamıyoruz önce. Uyanık girişimci italyanlar kuyrukta yer satmaya çalışıyorlar. Ama sonu gelicek gibi değil. Resme dikkatlice baktığınızda görüceğiniz insan kalabalığı daha kuyruğun yarısı bile değil. Kuyruğun sonunda Xray cihazları var sizi iyice taradıktan sonra içeri geçebiliyorsunuz ama avluya giriş serbest.
2 saat kuyrukta beklemeyi göze alamıyoruz, zaten son günümüz ve akşama uçağımız var. Öğleden sonra daha boş olduğunu söyledikleri için biz de 2 civarı gidiyoruz ama yok yeterli olmuyor. Sonra kendimizi avutuyoruz zaten o kadar da merak etmiyorduk diye:)
Vatikan'ı terk ediyoruz ve Roma'da görülecekler top 1o listesinde yer alan Castel Sant'angelo'ya gidiyoruz zaten birbirlerine çok yakınlar. Ardından nehri tekrar geçip aklımızda kalan son şeyleri satın almak için tekrar ispanyol merdivenlerinin oradaki caddelere gidiyoruz.
İtalyanca adıyla Gelato yani dondurma yazısını her gördüğümde ağzım sulanıyordu. Bir de böyle süsleyip sunmuyorlar mı bayıldım. Sevgili Mado ve Ali Usta evet sizin de böyle şeyler yapmanızın zamanı geldi bence:)
Ve Roma'dan hüzünle ayrılıyorum. Ben bu şehri sevdim ve özledim. Gidilip görmeye gerçekten değer diyorum. Her yerinde bir tarih yatıyor ve ruhu var. Mümkünse 2-3 gün ayırıp keyifli keyifli gezin Roma'yı. Yanınızda bir de sevgiliniz varsa işte o zaman hem Roma'ya hem de sevgilinize tekrar aşık olabilirsiniz:) Yok hayır ben sevgilisiz gittim belki bi gün o da olur:)
Roma'ya gidicekler için işte görülmesi gereken Top 10:
1-Vaticano (Vatikan)
2-Piazza San Pietro (San pietro meydanı/Vatikan)
3-Capppella Sistina (Sistine Şapeli/ Vatikan)
4- Castel Sant'angelo ( Saint angel kalesi)
5-Colosseo
6-Fontana di Trevi( Aşk çeşmesi)
7-Foro Romano(Forum)
8-Monumente Vittorio Emanuele II (Emanuele anıtı)
9-Campidoglio
10-Trinita dei Monti(İspanyol merdivenleri)
---
Ve son sözler:)
- Roma'nın biraz tehlikeli olduğunu duyduk ama çok şükür başımıza bir şey gelmedi, dikkatli olmanızda fayda var, cüzdan, pasaport iyi koruyun.
- İtalyanlara baya bi benziyoruz, o kadar çok yanımıza gelip İtalyanca konuşmaya çalışan oldu ki artık turist değiliz moduna girdik:)
- Siyahlara karşı bence çok büyük ayrımcılık var. Tüm siyahların sokaklarda çanta sattıklarını veya mağazalarda bodyguard olduklarını gördük başka bi iş yapanına rastlamadık.
- Özellikle Milano'da çok karşılaştık metroda, istasyonda yardım etmeye çalışıp sonra para isteyen insanlar fazlasıyla var, ya da yanınıza gelip birşeyler satmak isteyen. Klasik istanbul taktiklerine alışkınsanız kolaylıkla sıyrılabilirsiniz:)
- Küçük hediyelikler alıcaksanız eğer(magnet, anahtarlık vs.) fiyatları turistik yerlerde çok pahalı. Diyelim Vatikan'ı gezdiniz ve hemen çıkışta bir şeyler almak istediniz 5 euro, 3 sokak ilerledeniz aynı şeyi 1 euro'ya görebilirsiniz, acı ama gerçek:)
- Kışın seyahate çıkacaklar yanınıza extra bere, şapka, atkı alın böylelikle her fotoğrafta aynı montunuzla görülmemiş olursunuz, aksesuarların gücü adına.
- Kaldığımız yerin altında fırının yanında bir vintage dükkan vardı ve gucci, armani, lanvin gibi markaların 2. el çantaları vardı. Fiyatları 45 euro civarıydı ve evet ben almadım. Ve çok pişmanım ve sırf bunun için bi daha gidebilirim:) Ponte Sisto'dan Trastevere'ye geçin, hemen orada arada Politeama sokağı 24 numara! Giderseniz bana da alın lüütttfenn:)
- Seyahat anıları yazmak baya eğlenceliymiş bunu farkettim yazarken insan bir daha yaşıyor sanki. Ama artık moda dünyasına dönüş yapmanın vaktidir:) xxx
22 yorum:
Nice! I like your gelati!
www.dionysha.blogspot.com
göerseller ve anlatış tarzın süper gidip gezmiş gibi oldum yılbaşında gitmek istiyorum postların benim için çok iyi oldu tesekkürler:)
süperrr çok güzel çok teşekkür ederim yakında mülakata giricem eğer başarılı olursam paris yada romaya gidecektim..senin bu anlatımın sayesinde sanırım romayı seçeceğimmm merciii
18 yaşında,kendi şehrinde üniversite okuyan bir genç kızı nasıl kıskandırdığını sana anlatamam.bir gün inş bende gidebilirim çok şanslısın bu güzel muhteşem şehirleri gördüğün için...
COK GUZEL ANLATMISSIN COOOK BEGENDIM BURALARI BAKALIM BIZ NELER YAPCAZ ARTIK SIRA BIZDE...
romada kaldıgın yer cok güzel, bende bu aralar bir roma gezisi düsünüyorum otelin adını verebilir misin? ücreti ne kadardı?
cok severim romayı,senin gözünden tekrar gitmek de güzel oldu..Bi de ahh o roma dondurması,mumms:)
ya roma harikaydı, tekrar gitmek istedim bu güzel fotoğrafları görünce. trastavere'yi çok sevmiştim ben de.
Yazıyı severek okuduysanız ne mutlu bana demek biraz da seyahat yazarlıgı yapmalıyım:P Umarım herkes bir gün görmek istediği şehre gidebilir, benim hayallerimin şehri hala paris. Gitmeyip de hayallerimde yaşattığım gibi mi kalsa diye düşünmüyor da değilim:)
Bu arada Roma'da kaldığım yerin adını, adresini, iletişim bilgilerini isteyen olursa mail atabilirsiniz, seve seve yardımcı olurum.
çok güzel bi seyahat yazısı olmus keyifle okudum hatta bu yazıyı okuduktan sonra uçak rezervasyonlarına baktım:)
of orada olmak vardı şimdi :(
çookk güzel o kadar soğuğa rağmen gittiğimize değecek galiba. Ekstra bere atkı tavsiyeni dikkate alıcam :))
canım romadaki oteliniz çok harikaymış ya adı neydi? Bir de 8.fotoğraftaki güzelliğin ne öyle!!!
Cincim otel değildi dolayısıyla bi adı da yok. Sahibine mail atarak ulaştık iletişim bilgilerini yollarım sana . Roma'da iyileştim sayılır fotolarda daha bi normal çıktım diyelim teşekkürler:) xxx
harika bir yazı dizisi olmuş. inş tekrar tekrar gidebilirim romaya çünkü benimde aklım kaldı :)
colleseuma girmemekle hiç bişey kaybetmemişsin ben çok pişman olmuştum o kadar kuyruk bekledik diye
bayıldımm :) sertifika programı için ben hep milano yu düşünmüştüm ama yazılarını okuduktan sonra roma mı olsa dedim kendi kendime...benim şehrimde her zaman romaydı fotoğraflara baktıkça içim gitti galiba milano dan vazgeçtim roma ya gidicem :))
ewt kesinlikle gezi yazıları da yazabilirsin bayıldımmm
turla mı gittiniz yoksa kendiniz öylesine mi
Yok turla gitmedik, kendimiz ayarladık otelleri biletleri falan:)
Ben Roma'ya gidince bu otelde kalıcam kararlıyımmm :))))
45 euroya Gucci? inanmıyorum sırf bunun için bile Roma'ya gidebilirim :)
Kıskandım! Bayıldım! ve daha bir sürü karışık duygu! :)
Twitter'daki tavsiyen üzerine gelip okudum bu postunu vee bissssürü not aldım.. Forum'a bayıldım, salı sabahı orada olacağım inşallah ve o dükkana da gideceğim:)
Çooook teşekkürler..
Yorum Gönder