Fotoğraf: Dilan Bozyel
Makyaj: M.A.C
HIV pozitif ve AIDS hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz? Ya da bildiklerinizin ne kadarı doğru?
Siz hala HIV pozitif'in elele tututaşarak, aynı bardaktan içerek, öpüşerek geçtiğini zannedenlerden misiniz?
HIV Pozitif sosyal yaşamla bulaşmaz!
HIV öpüşmek, elele tutuşmak, aynı bardak/kaptan yiyip içmek, aynı banyo ve tuvaleti kullanmak, kondom kullanarak sevişmek, aynı kuaföre gitmek, aynı objelere dokunmakla bulaşmaz. Kısaca aynı sosyal yaşamın içinde birlikte yaşamamıza ve paylaşmamıza engel değildir.
HIV pozitiflerin en büyük sorunu toplum ve sevdikleri tarafından dışlanmak ya da dışlanma korkusu yaşamaktır. Tedavisi olan bir hastalığa rağmen pek çok HIV pozitifliyi bu önyargılar, izole etme ve yalnızlaştırma öldürmektedir.
Biz de Styleboom ve Miray Uçar önderliğinde HIV pozitife dikkat çekmek amacıyla Pozitif Yaşam Derneği ve MAC sponsorluğunda sorumlu blog olarak bir projeye imza attık. Sosyal medyadan tanıdığınız Pucca, Ceri Levis , Onur Yuksel, Koray Caner, Serapla Moda, Zet Fashion, Cindrella Under The Umbrella, Moda Cadısı, Modenise, Atgotten, Kim Lan Bu Hayatimin Erkegi, Pipi Disko, French Oje, Twitdayı ,Can Direkli, Alışveriş Cini, Fashion By Siu, Bilun Şen, Stilize, Styleboom, Miray Uçar'ın dahil olduğu bir fotoğraf çekimi yapıldı ve HIV/AIDS hakkında bilinmeyenlere ya da doğru bilinen yanlışlara dikkat çektik. Siz de bu fotoğraflardan oluşan sergiyi 1-15 Ekim tarihleri arasında Taksim metro çıkışı yürüyen bantlar katında ziyaret edebilirsiniz.
Haydi sen de HIV pozitifle yaşayanlara destek eli uzat!
HIV pozitif ve AIDS hakkında en doğru ve en detaylı bilgi için http://pozitifyasam.org/
cindrellaundertheumbrella@hotmail.com
29 Eylül 2011 Perşembe
26 Eylül 2011 Pazartesi
Ready for the winter!
Bağcıklı çizme + Kürk etol + Yün şapka = Kışa hazırım!
Charles&Keith çizme, Banana Republic etol, Zara şapka
Lace-up-boots + Fur stole + Wool hat = Ready for the winter!
Charles&Keith boots, Banana Republic stole, Zara hat
Charles&Keith çizme, Banana Republic etol, Zara şapka
Lace-up-boots + Fur stole + Wool hat = Ready for the winter!
Charles&Keith boots, Banana Republic stole, Zara hat
Etiketler:
Ne Giydim?,
winter
24 Eylül 2011 Cumartesi
Transparency
İnsanların çantalarında neler taşıdıklarını merak ediyor musunuz? Ben dün herkesi bu meraktan kurtardım ve şeffaf Marc Jacobs çantamla dolaştım... Ajanda, cüzdan, telefon, bikaç ıvır zıvır ve her gün çantamda olmazsa olmaz bir adet elma. Pek de ilginç bir şey yokmuş...
Are you curios about what people have in their bags? Sometimes i do. Yesterday i wore my transparent Marc Jacobs tote and showed everyone what i had in it. Moleskine, purse, phone, some stuff and an apple, so nothing interesting...
Are you curios about what people have in their bags? Sometimes i do. Yesterday i wore my transparent Marc Jacobs tote and showed everyone what i had in it. Moleskine, purse, phone, some stuff and an apple, so nothing interesting...
Etiketler:
Marc Jacobs,
Ne Giydim?
23 Eylül 2011 Cuma
Say hello to CocoCrafts!
Kadınların hep ayakkabılar için deli olduğu söylenir bendeyse durum biraz farklı; benim için çanta ayakkabıdan daha önce gelir:) Bir de böyle güzel çantalarla karşılaşınca size de bahsetmeden olmaz.
Cococrafts'ın tasarımcısı Ece'nin çantalarını ilk olarak Nevin'in butiğinde gördüm hemen sordum kimin bunlar diye... Sonra Nevin Cococraft çantalara bayıldığımı unutmamış ve gelirken bir tane de benim için getirmiş. İşte Cococraft'la aşkımız böyle başladı:)
Ece; gözlük kabı, cüzdan, clutch kumaşlarla yapılabilecek her çeşit çanta yapıyor. Kumaşları da yurtdışından geliyor. Dışına bakıp bayılabilir, içini açınca ayılabilirsiniz, benimkinin içi puantiyeli pek şeker bir kumaşla kaplanmış. Son olarak Cococraft'lara nasıl sahip olabiliriz diyorsanız işte Ece'nin blogu http://coco-crafts.blogspot.com/ . Tükenmeden siz de bir cococrafts kapın!
Cococrafts'ın tasarımcısı Ece'nin çantalarını ilk olarak Nevin'in butiğinde gördüm hemen sordum kimin bunlar diye... Sonra Nevin Cococraft çantalara bayıldığımı unutmamış ve gelirken bir tane de benim için getirmiş. İşte Cococraft'la aşkımız böyle başladı:)
Ece; gözlük kabı, cüzdan, clutch kumaşlarla yapılabilecek her çeşit çanta yapıyor. Kumaşları da yurtdışından geliyor. Dışına bakıp bayılabilir, içini açınca ayılabilirsiniz, benimkinin içi puantiyeli pek şeker bir kumaşla kaplanmış. Son olarak Cococraft'lara nasıl sahip olabiliriz diyorsanız işte Ece'nin blogu http://coco-crafts.blogspot.com/ . Tükenmeden siz de bir cococrafts kapın!
22 Eylül 2011 Perşembe
Look of the day: Empty Carpark
Bunaltan sıcak havalardan sonra bu hava nasıl da iyi geldi... Yazlık maxi elbiselerimin üstüne büyük kazaklar giyebileceğim artık!
After those hot days, the wind makes me feel happy... Now i can wear my pullovers over the maxi skirts!
P.S. Lancome kazananları gaye, çiğdem ve fashion victim adreslerinizi yollamayı unutmayın.
After those hot days, the wind makes me feel happy... Now i can wear my pullovers over the maxi skirts!
Elbise / Dress: Mango
Kazak / Pullover: Benetton
Çanta, Bileklik / Clutch, Cuff: Koton
Etiketler:
Ne Giydim?
21 Eylül 2011 Çarşamba
Look of the day: Stairs
FNO gecesinden beri hastayım maalesef. Dün ancak dışarı çıkabildim. Birkaç günün acısını çıkarmak için önce alışverişe sonra da akşam Fenerbahçe maçına.
I have been still sick since Fashion's night out. I think because of the overfatigue. And yesterday i finally went out, first for shopping then went to the stadium to watch the football match.
I have been still sick since Fashion's night out. I think because of the overfatigue. And yesterday i finally went out, first for shopping then went to the stadium to watch the football match.
Gömlek / Shirt: Ipekyol
Pantolon / Pants: Atlas Pasajı /Local Shop
Çanta / Clutch: Mango
Kemer / Belt: Stradivarius
Bileklik / Bracelet: H&M
Etiketler:
Ne Giydim?
19 Eylül 2011 Pazartesi
Lancôme Hypnôse Doll Eyes Giveaway
Geçtiğimiz haftalarda Lancôme'un yepyeni ürünleriyle tanıştım. Yine biz kadınlar için kendimizi çok daha güzel hissetmemizi sağlayacak ürünler çıkarmışlar. Ve sadece ürünleri tanıtmakla kalmayacağım postun sonunda sizin de denemenizi sağlayacak küçük bir süprizle karşılaşacaksınız.
İlk olarak Lancôme'un yeni mucize ürünü Vissionaire'i takdim ediyorum. Lancôme cildi yeniden yapılandırmada çığır açacak bir molekül keşfetmiş, LR 2412 . Bu sayede cilt gözle görünür oranda değişime uğruyor, cildin yapısı güzelleşiyor, kırışıklıklar, pigmentler ve damarsal düzensizliklerin görünümü azalıyor ve gözenekler sıkılaşıyor. Mükemmel cilde ulaşmak için ben çoktan denemeye başladım bile. 2 haftadır kullanmaya başladım ve şimdiden cildime ekstra bir parlaklık kazandırdı.
Bir diğer yeni ürün ise Ekim ayında satışa çıkacak Trésor Midnight Rose. Paris’in en romantik saatleri olan gün batımının büyüleyici nüansları Trésor Midnight Rose’un eşsiz kokusunda hayat bulmuş. Gençliği, modernliği ve zarifliği sembolize eden bu çekici koku Paris’te bir aşk saklambacına konu oluyor.
Trésor Midnight Rose, ağız sulandıran tatlı bir elma tazeliğiyle beklenmedik bir karşılaşmanın meyvesi olan “aşkın sevimli gülü” olabilir. Ben kokusuna bayıldım hatta uzun zamandır kullandığım Lancôme Hypnôse parfümümü Trésor Midnight Rose ile değiştirmeye karar verdim bile.
Ve son olarak Lancôme hepimizi taş bebek bakışlarına sahip yapıyor. Nasıl mı? Hypnôse Doll Eyes sayesinde. Uzun, kıvrık taş bebek kirpiklerine sahip olmak artık sandığımız kadar da zor değil. Ayrıca içeriğine hipoalerjenik parfüm ekstresi eklenmiş. Öyle bir rimel düşünün ki hem büyüleyici kirpikler yaratıyor hem de mis gibi parfüm kokuyor. İşte Lancôme Hypnôse Doll Eyes...
Lancôme sizi de unutmuyor ve taş bebek bakışlarına sahip olması için 3 kişiye Hypnôse Doll Eyes hediye ediyor. Peki bu 3 şanslı kişiden biri olmak için ne yapmanız gerekiyor?
21 Eylül Çarşamba gece 12.00'de yarışmamız sonlanacak ve 3 şanslı kişi Hypnôse Doll Eyes'ı herkesten önce deneme şansına sahip olacak. Herkese bol şans!
İlk olarak Lancôme'un yeni mucize ürünü Vissionaire'i takdim ediyorum. Lancôme cildi yeniden yapılandırmada çığır açacak bir molekül keşfetmiş, LR 2412 . Bu sayede cilt gözle görünür oranda değişime uğruyor, cildin yapısı güzelleşiyor, kırışıklıklar, pigmentler ve damarsal düzensizliklerin görünümü azalıyor ve gözenekler sıkılaşıyor. Mükemmel cilde ulaşmak için ben çoktan denemeye başladım bile. 2 haftadır kullanmaya başladım ve şimdiden cildime ekstra bir parlaklık kazandırdı.
Bir diğer yeni ürün ise Ekim ayında satışa çıkacak Trésor Midnight Rose. Paris’in en romantik saatleri olan gün batımının büyüleyici nüansları Trésor Midnight Rose’un eşsiz kokusunda hayat bulmuş. Gençliği, modernliği ve zarifliği sembolize eden bu çekici koku Paris’te bir aşk saklambacına konu oluyor.
Trésor Midnight Rose, ağız sulandıran tatlı bir elma tazeliğiyle beklenmedik bir karşılaşmanın meyvesi olan “aşkın sevimli gülü” olabilir. Ben kokusuna bayıldım hatta uzun zamandır kullandığım Lancôme Hypnôse parfümümü Trésor Midnight Rose ile değiştirmeye karar verdim bile.
Ve son olarak Lancôme hepimizi taş bebek bakışlarına sahip yapıyor. Nasıl mı? Hypnôse Doll Eyes sayesinde. Uzun, kıvrık taş bebek kirpiklerine sahip olmak artık sandığımız kadar da zor değil. Ayrıca içeriğine hipoalerjenik parfüm ekstresi eklenmiş. Öyle bir rimel düşünün ki hem büyüleyici kirpikler yaratıyor hem de mis gibi parfüm kokuyor. İşte Lancôme Hypnôse Doll Eyes...
Lancôme sizi de unutmuyor ve taş bebek bakışlarına sahip olması için 3 kişiye Hypnôse Doll Eyes hediye ediyor. Peki bu 3 şanslı kişiden biri olmak için ne yapmanız gerekiyor?
- Blogun izleyicisi olmanız
- Facebook sayfamı beğenmeniz
- Ve son olarak bu yazının altına en beğendiğiniz Lancôme ürününü ve niçin sevdiğinizi söyleyen bir yorum bırakmanız yeterli.
21 Eylül Çarşamba gece 12.00'de yarışmamız sonlanacak ve 3 şanslı kişi Hypnôse Doll Eyes'ı herkesten önce deneme şansına sahip olacak. Herkese bol şans!
17 Eylül 2011 Cumartesi
Fashion's Night Out Istanbul
Fashion's Night Out rüya gibi geldi geçti... O gece İstinyepark'ta hem eğlendim hem de Vogue Türkiye resmi bloggerı olarak bol bol fotoğraf çekip twitterdan ve tumblr'dan paylaştım. O gece İstinyepark'ta her mağazada ayrı bir etkinlik vardı ben de mümkün olduğunca hepsine uğrayıp etkinliğin nabzını tuttum. Hatta o kalabalıkta birçok okuyucumla da karşılaştım, mutlu oldum:) Gecenin ardından çektiğim fotoğrafları facebook sayfamdan ya da www.limangovfno.tumblr.com adresinden görebilirsiniz.
I had so much fun during FNO Turkey, i worked for Vogue that night. I took many photos and shared them with my twitter followers and also from tumblr. There were so many activities at the shops and i tried to reach all of them. And also met some of my followers that made me happy. You can see the photos from my facebook page and from http://limangovfno.tumblr.com/.
I had so much fun during FNO Turkey, i worked for Vogue that night. I took many photos and shared them with my twitter followers and also from tumblr. There were so many activities at the shops and i tried to reach all of them. And also met some of my followers that made me happy. You can see the photos from my facebook page and from http://limangovfno.tumblr.com/.
Zeynep Tosun tasarımı FNO tişörtümde ufak değişiklikler yaptım, yakasını taşlarla süsledim. Ve Vogue yaka kartım geriye kalan güzel bir hatıra oldu.
Etiketler:
FNO,
fnoturkiye,
İstinyepark,
Ne Giydim?,
vogue
15 Eylül 2011 Perşembe
Fashion's Night Out Istanbul
Istanbul Moda Haftası'nın ardından şimdi sıra Fashion's Night Out'ta. Alışverişe, eğlenceye doyacağımız bir gece bizi bekliyor. Ben de bu sene Vogue Turkiye tarafından seçilen, etkinliğin 6 resmi bloggerından biri olarak İstinyepark'ta tüm gece bu heyecana tanıklık edip, twitterdan ve Vogue'un tumblr'ından izlenimlerimi aktaracağım. Siz de http://twitter.com/#!/Cindrella__ twitter sayfamdan benim gözümden etkinliği takip edebilir, #fnoturkiye hashtagi ile de twitterda bu gece yaşanacak her şeye tanıklık edebilirsiniz.. Tumblr'a yükleyeceğimiz fotoğraflar ve minik notlara da bakmayı ihmal etmeyin! http://limangovfno.tumblr.com/#
Herkese iyi eğlenceler!
After istanbul fashion week, it is time for FNO Istanbul! And this night i'm going to be Vogue Turkey's official blogger and share what is going on during this night! So you can check the event from my twitter account http://twitter.com/#!/Cindrella__ and also check the #fnoturkiye hashtag to see the whole actions, parties, photos... Furthermore Vogue Tr's tumblr account is on http://limangovfno.tumblr.com/# . Now i need to rest, it is going to be a looong and fun night!
Herkese iyi eğlenceler!
After istanbul fashion week, it is time for FNO Istanbul! And this night i'm going to be Vogue Turkey's official blogger and share what is going on during this night! So you can check the event from my twitter account http://twitter.com/#!/Cindrella__ and also check the #fnoturkiye hashtag to see the whole actions, parties, photos... Furthermore Vogue Tr's tumblr account is on http://limangovfno.tumblr.com/# . Now i need to rest, it is going to be a looong and fun night!
Etiketler:
FNO,
fno istanbul,
fnoturkiye,
vogue,
vogue TR
14 Eylül 2011 Çarşamba
Look of the day: Istanbul Fashion Week day 2
Fotoğraf makinesiz hayat çok zor anladım, sonunda bu hafta tamire verebildim. Geçen hafta IFW'nin ikinci gününde çekilen fotoğrafları geç geldikleri için ancak yayınlayabiliyorum. Yine pembe çantam biliyorum görmekten sıkıldınız ama bir önceki akşam eve gidemediğim için yine yeniden taktım:) IFW lokasyonu tepebaşı olunca haliyle defile aralarında soluğu İstiklal'de aldık. Etek de bir gün önceki bu gezilerden ganimet, Beyoğlu pasajı...
Tshirt : Zara; Etek /Skirt: Local shop; Ayakkabı / Shoes : Toms; Çanta / Bag: Cambridge Satchel
Tshirt : Zara; Etek /Skirt: Local shop; Ayakkabı / Shoes : Toms; Çanta / Bag: Cambridge Satchel
Serap, Miray, Cindrella, Zet, Sinem
Etiketler:
cambridge satchel,
ifw,
Ne Giydim?
13 Eylül 2011 Salı
Best of IFW
Daha önce de dediğim gibi bu sene İstanbul Fashion Week'in sadece ilk iki gününe katılabildim. Dolayısıyla en merak ettiğim defileleri kaçırmış oldum. Ama markafoni blog'un hızlı video ve fotoğraf servisleriyle kaçırdığım koleksiyonları telafi etmiş oldum. Benim için bu seneki IFW'nin 3 yıldızı vardı; Deniz Kaprol, Gamze Saraçoğlu ve Hatice Gökçe...
Deniz Kaprol'un ilk solo defilesi Şato'nun yankıları günler öncesinden başladı. Geçen sene yaptığı fallen angels defilesinin üzerine çıkacağını tahmin ediyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Modellerin üzerinde bulunan ve ellerinde taşıdıkları organlar takıların aslında insan vücudunun birer parçası olduğu gerçeğini daha iyi yansıtamazdı. Defilenin stylingi, müzikleri, koreografisi belli ki uzun süren çalışmaların ürünü... Türkiye'de takı defilesi yaparak ve sosyal medyada trending topic olarak bir ilki gerçekleştiren Deniz Kaprol'e bir alkış da benden...
Ve defile takviminde ismini görür görmez beni heyecanlandıran Hatice Gökçe... Erkek egemen dünyamızda, cennette erkekleri bekleyen hurilere inat kadınları bekleyen Gilmanların da olduğunu hatırlatan harika bir koleksiyon. Swarovskilerle süslenmiş yakalar ve manşetler, perfect cut ceketler ve Hatice Gökçe'nin kendiyle özdeşleştirdiği kargasını anımsatan başlıklar defilenin en dikkat çekici unsurlarıydı. Ve o origami misali katlanmış elbise; uzun süre akıllardan çıkmayacağı kesin...
Deniz Kaprol'un ilk solo defilesi Şato'nun yankıları günler öncesinden başladı. Geçen sene yaptığı fallen angels defilesinin üzerine çıkacağını tahmin ediyordum ama bu kadarını beklemiyordum. Modellerin üzerinde bulunan ve ellerinde taşıdıkları organlar takıların aslında insan vücudunun birer parçası olduğu gerçeğini daha iyi yansıtamazdı. Defilenin stylingi, müzikleri, koreografisi belli ki uzun süren çalışmaların ürünü... Türkiye'de takı defilesi yaparak ve sosyal medyada trending topic olarak bir ilki gerçekleştiren Deniz Kaprol'e bir alkış da benden...
Gamze Saraçoğlu tasarımları giymek istemeyecek bir kadın var mıdır yeryüzünde, hiç zannetmiyorum. Kesimleri, kalıpları, ince işçiliği ve uçuşan modelleriyle herkesin rüyalarını süslüyor. Tribute to Kubrick koleksiyonundaki farklı kesimli sırt dekolteleri ve asimetrik kesimli bacak dekolteleriyle birleşen şifon kumaşlar Gamze Saraçoğlu yine harikalar yaratmış dedirtti.
Ve defile takviminde ismini görür görmez beni heyecanlandıran Hatice Gökçe... Erkek egemen dünyamızda, cennette erkekleri bekleyen hurilere inat kadınları bekleyen Gilmanların da olduğunu hatırlatan harika bir koleksiyon. Swarovskilerle süslenmiş yakalar ve manşetler, perfect cut ceketler ve Hatice Gökçe'nin kendiyle özdeşleştirdiği kargasını anımsatan başlıklar defilenin en dikkat çekici unsurlarıydı. Ve o origami misali katlanmış elbise; uzun süre akıllardan çıkmayacağı kesin...
Etiketler:
defile,
deniz kaprol,
gamze saraçoğlu,
hatice gökçe,
ifw
12 Eylül 2011 Pazartesi
Look of the day: Istanbul Fashion Week day 1
Fransa postlarına biraz ara verip modasal mevzulara geri dönmenin vakti geldi. Geçen çarşamba başlayan İstanbul moda haftasının ilk iki gününe katılabildim ancak. Bu sene lokasyon olarak Tepebaşı seçilmiş ve büyük bir çadır kurulmuştu. Ama moda haftası demek sadece defile izleyip çıkmak anlamına gelmiyor o atmosferi yaşamak için insanların bir arada zaman geçireceği çözümler de üretmek gerekiyor. Bu anlamda biraz eksik kalmıştı moda haftamız ama hem merkeze yakınlık hem salonun büyüklüğü, havalandırması, giriş çıkışları diğer senelere göre çok daha iyiydi. Yanıbaşında defileye katılan ve katılmayan tasarımcıların tasarımlarını sergilediği showroom için aynı şeyi söylemek mümkün değildi maalesef, alan çok dardı.
Istanbul fashion week daha hafta olmadan ilk olarak fashion days olarak başlamıştı. O günden beri katılıyorum yeni yeni kendine gelmeye başlayan moda haftamıza. Her sene daha da umut verici hale geliyor. Ama her sezon değişen mekan arayışına artık bir son verilmesi ve bir lokasyonda karar verilip tüm düzenlemelerin oraya göre yapılması gerektiğinin umarım artık farkındadırlar...
Bu sene fotoğraf makinemin azizliğine uğradım ve tatilde bozulan fotoğraf makinemi henüz yaptıramadım. Fotoğraflar Zet'in objektifinden... Moda haftalarında yüksek topuklarıyla yürüyen herkese imrensem de rahatlık benim için daha önemli. Üzerimde kendi diktiğim arkası uzun bluzum, fransadan aldığım espadrillerimle...
A little break for my france trip posts. Last week on wednesday istanbul fashion week has started and finished on saturday. I could just attend the first two days. And it is what i wore on the first day. My camera broke down during the france trip, so the photos are from Zet's camera. I don't feel comfortable with high heels so even on the fashion week i wear my espadrilles:)
Istanbul fashion week daha hafta olmadan ilk olarak fashion days olarak başlamıştı. O günden beri katılıyorum yeni yeni kendine gelmeye başlayan moda haftamıza. Her sene daha da umut verici hale geliyor. Ama her sezon değişen mekan arayışına artık bir son verilmesi ve bir lokasyonda karar verilip tüm düzenlemelerin oraya göre yapılması gerektiğinin umarım artık farkındadırlar...
Bu sene fotoğraf makinemin azizliğine uğradım ve tatilde bozulan fotoğraf makinemi henüz yaptıramadım. Fotoğraflar Zet'in objektifinden... Moda haftalarında yüksek topuklarıyla yürüyen herkese imrensem de rahatlık benim için daha önemli. Üzerimde kendi diktiğim arkası uzun bluzum, fransadan aldığım espadrillerimle...
A little break for my france trip posts. Last week on wednesday istanbul fashion week has started and finished on saturday. I could just attend the first two days. And it is what i wore on the first day. My camera broke down during the france trip, so the photos are from Zet's camera. I don't feel comfortable with high heels so even on the fashion week i wear my espadrilles:)
Bluz / Blouse: My design
Espadril / Espadrille : from France trip
Çanta / Satchel : Cambridge Satchel
Kelepçe bileklikler / Cuffs : H&M
10 Eylül 2011 Cumartesi
France Trip : Monaco
Nice'deki 2. sabahımıza denize doğru koşarak başlıyoruz. Tüm sahil şeridi taşlık ama kimse halinden şikayetçi gözükmüyor, biz dışında tabi:) Denize girmesi ayrı, çıkması ayrı dert... Nice'in plajı ve deniziyle yıldızımız barışmıyor biz de Monaco'ya doğru erkenden yola çıkıyoruz. Her 15 dakikada bir Monaco'ya otobüs kalkıyor ve sadece 1 euro. 30-40 dakikada Monaco'ya varıyoruz.
The second day on Nice we wake up and ran to the beach, just in front of the hotel... But the beach was not sand and the rocks were not comfortable :/ After little swimming we set off for Monaco. Lovely luxurious little country with thousands of tourists! The best thing was Marine museum with so many fish kinds and Monte Carlo, where i felt that i'm on Monaco!
Fransa seyahatimiz boyunca 5 kattan fazla bina görmemize rağmen Monaco'da her yer apartmanlarla kaplı... Ve beklenildiği üzere limandaki ultra lüks yatlar. Sokaklarda her 3 arabadan 2si Aston Martin gibi yalanlara inanmayın bizzat gördük öyle bir şey yok:)
Monaco'nun 30bin nüfusu o günkü turistlerle 2 katına çıkmıştır herhalde. Turist kafileleri sinir bozucu boyutta. Yerli halk şikayetçi midir diye düşünmeden edemiyoruz.
Monaco'da 2 saatimizi deniz müzesinde geçiriyoruz ve girdiğimize pek mutlu oluyoruz. Kocaman bir akvaryum ve yüzlerce çeşit balık... Kayıp balık Nemo ve ailesi de orada yaşıyor:P
Kısa bir süre önce evlenen Monaco prensi Albert ve Charlene'in düğün hikayesi de müzenin bir kısmında sergileniyor. Düğün davetiyelerinden, nikah şekerlerine, Charlene'in Giorgi Armani gelinliği ve prensin damatlığına kadar...
Ve asıl olay mahalline varıyoruz. Monte Carlo Casino! Buraya varınca Monaco'da olduğunuzu anlıyorsunuz. Süper lüks arabalar, etrafta şık bayanlar, moda devlerinin mağazaları ve arp çalınan restoranlar:)
İçeriye girip şöyle bir geziyoruz. Daha ileriye gitmek için ayak bastı parası ödemek gerekiyor. Bahisler kaç bin eurodan açılıyor göremiyoruz:)
Monte Carlo'nun yanı başındaki Cafe de Paris buranın en hit mekanı. Yol kenarında bir masa kapmak mümkün olmasa da oturup Monaco'nun tadını çıkarmak lazım. Bunu diyeceğim aklıma gelmezdi ama Monaco'da bile fiyatlar abartı değil.
Monte Carlo'ya giremedim ama yanıbaşındaki casinoda da oynamadan gitmedim. Evet o gün yol paramı verecek kadar kazandım:P
Bundan sonraki durağımız Cannes!
The second day on Nice we wake up and ran to the beach, just in front of the hotel... But the beach was not sand and the rocks were not comfortable :/ After little swimming we set off for Monaco. Lovely luxurious little country with thousands of tourists! The best thing was Marine museum with so many fish kinds and Monte Carlo, where i felt that i'm on Monaco!
Fransa seyahatimiz boyunca 5 kattan fazla bina görmemize rağmen Monaco'da her yer apartmanlarla kaplı... Ve beklenildiği üzere limandaki ultra lüks yatlar. Sokaklarda her 3 arabadan 2si Aston Martin gibi yalanlara inanmayın bizzat gördük öyle bir şey yok:)
Sokakları Grace Kelly'nin resimleri süslüyor, hala seviliyor. Cannes'a gittiğimizde öğreniyorum ki Grace Kelly bir film çekimi için geldiği Cannes'da prensle tanışıyor ve masal orada başlıyor.
Monaco'nun 30bin nüfusu o günkü turistlerle 2 katına çıkmıştır herhalde. Turist kafileleri sinir bozucu boyutta. Yerli halk şikayetçi midir diye düşünmeden edemiyoruz.
Monaco'da 2 saatimizi deniz müzesinde geçiriyoruz ve girdiğimize pek mutlu oluyoruz. Kocaman bir akvaryum ve yüzlerce çeşit balık... Kayıp balık Nemo ve ailesi de orada yaşıyor:P
Kısa bir süre önce evlenen Monaco prensi Albert ve Charlene'in düğün hikayesi de müzenin bir kısmında sergileniyor. Düğün davetiyelerinden, nikah şekerlerine, Charlene'in Giorgi Armani gelinliği ve prensin damatlığına kadar...
Ve asıl olay mahalline varıyoruz. Monte Carlo Casino! Buraya varınca Monaco'da olduğunuzu anlıyorsunuz. Süper lüks arabalar, etrafta şık bayanlar, moda devlerinin mağazaları ve arp çalınan restoranlar:)
İçeriye girip şöyle bir geziyoruz. Daha ileriye gitmek için ayak bastı parası ödemek gerekiyor. Bahisler kaç bin eurodan açılıyor göremiyoruz:)
Monte Carlo'dan dünya çok da farklı gözükmüyor:P
Monte Carlo'nun yanı başındaki Cafe de Paris buranın en hit mekanı. Yol kenarında bir masa kapmak mümkün olmasa da oturup Monaco'nun tadını çıkarmak lazım. Bunu diyeceğim aklıma gelmezdi ama Monaco'da bile fiyatlar abartı değil.
Monte Carlo'ya giremedim ama yanıbaşındaki casinoda da oynamadan gitmedim. Evet o gün yol paramı verecek kadar kazandım:P
Bundan sonraki durağımız Cannes!
Etiketler:
cotedazur,
fransa trip,
gezi notları,
monaco,
nice
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)